23 Kasım 2013

Ayça Gülgeç 'le Crsytal Waters Eko-Köyü ' ne Yolculuk


Doktora araştırmasını Permakültür ve Eko-köyler üzerine yapmış olan arkadaşımız Ayça Gülgeç ve Cyrstal Waters da yaşayan eşi Greg bizi küçük bir gezintiye çıkardılar , oraya gittik bambu ormanlarının arasında gezindik , köy halkının evinde içine girdik , tropik meyve sebzelerden tattık, biz de tropik kuşları elimizle besledik ...

Crystal Waters dünya üzerinde ki permakültür uygulanan ilk ve tek resmi eko-köy olma ünvanını taşıyor şu an arazide 260 insan yaşamaktaymış . Her ailenin kendine ait 4-6 dönüm arası özel mülkü var ve onun dışında ortak alanlar , kahve evleri ,pazar, çamaşırhane bulunmakta ... Arazi sahibi burayı at çiftliği yapmak üzere satın almış Max Lindegger ve arkadasları burası için bu eko-köy planlarını uygulamaya koyup hayata geçirdikten sonra araziyi onlara hediye etmiş ...Armağanlar bazen insana hayatta beklemediği yerden gelebiliyor gerçekten ...

Eko-köyün kendi içinde bir ekonomisi var aylık 1000 AUD aidatı bulunmakta , elektriği ve telefon'u dışarıdan eko-köyü kurdukları sırada devlet destekli olarak almışlar ve köyde cep telefonu çekmiyor ... Şu anda eko-köy içinde iki ayrı grup mevcut elektriğini üretenler ve dışarıdan alanlar çünkü eko-köy içinde yaşayıp Avusturalya 'da çalışan bir çok insan var. Doktorlar , mühendisler , sanatçılar ... Evler doğaya uyumlu malzemelerle inşa edilmiş kerpiç ve saman balyası evler çoğunlukta.

Eskiden karavanlarda yaşayan hippi aileler şimdi karavanları gelen gönüllüre bırakmış, kendileri evlerde yaşıyor. Zaten karavana sığacaklarını sanmıyoruz bir çok ailenin 4 ila 6 çocuğu varmış. Toplulukta sınırlar çok iyi çizilmiş. Dışarıdan gelen gönüllülerin, geliş zamanları ve eğitim günleri sınırlandırılmış. Ayrıca gönüllüler orada yaşayanların özel alanlarına giremiyor. Özel hayatın gizliliği açısından önemli bu kuralları koymak. Bu toplulukta, kendi aralarında yardımlaşmayı çok iyi kurdukları için aslında zaman zaman ihtiyaç fazlasını bile doğurmuş. Bir topluluk da önemli olan 2 şey olduğunu söylediler:
1 - Sınırlar
2 - İletişim

Herhangi bir sorun olduğunda bütün köy halkı biraraya gelip bu sorunu çözüyormuş. Köy kurulalı 30 yıl olmuş. Tabi ki sorunların da var olduğunu söylediler ama sorunları iletişimle çözmek, işin sırrı burada!
Aramızdan birisi gençler ne yapıyor diye sorduğunda gençler liseden sonra şehre geri dönüyormuş çoğunlukla ama üniversiteyi bitirdikten, evlenip çocukları olduktan sonra durum değerlendirmesi yapıp, tekrar köye geri dönüyorlarmış.

Bu arada köy halkı gıdasının %80 ini kendi yetiştiriyor, fakat yetiştirmeyen bir kısım da mevcut o yüzden insanların aklında bir soru işareti belirmedi değil fakat Ayça 'dan çok mantıklı bir cevap geldi: ''Bazen bir topluluğun sürdürülebilmesi için kendini döndürmesi yetmez!'' Gerçekten de öyle herşeyi kendin yetiştiririr hiç kimseye muhtaç olmadan yaşabilirsin fakat bu seni bir köy, bir topululuk yapmayabilir, yine burada devreye yardımlaşma, armağanlaşma, iletişim ve sınırlar giriyor...



Bill Mollison permakültürün % 20 si tasarımdır diyor gerçekten doğru bir tasarım yaparsınız ama topuluk olmazsa tasarım gerçekleşmez...

260 kişinin 30 yıldır permakültür tasarımı ve topluluk ilişkisiyle yürüttüğü bu sürdürülebilirliği başka topluluklar içinde diliyoruz...

Hiç yorum yok: